Fran Drescher’ın ziyaret etmeyi sevilmiş olduğu altı NYC noktası
Geçenlerde sevgiliye yakalandık Dadı kısa sürede bizlere yaklaşan hakkında her şeyi özetleyen yıldız Fran Drescher Dadı müzikal ve yeni resimli kitabı Avustralyalı yazar Rebecca Kelly, N, Dadı içindir.
Oldukca meşguldü fakat bizlere en sevilmiş olduğu NYC noktalarını da vermek için durdu. Drescher ilk olarak California’da yaşıyor fakat burada, doğduğu şehirde bir evi var ve ona sevinç getiren bölgeleri paylaşmaktan oldukça mutluydu.
TAVSİYE EDİLEN: Fran Drescher yaklaşmakta olan ‘The Nanny’ müzikali ve gösterinin kalıcı tesiri hakkında yemekler
“New York’u seviyorum!” bizlere söyler. “Daima Sevgiyle ‘rock’ söylediğim şeye varıyorum, minimum bir şov, bir sanat sergisi, bir yeni restoran ve her seferinde eve yeniden geliyormuşum şeklinde hissettiren birkaç tertipli favori görmeliyim.”
Geçenlerde hususi, sınırı olan koşuyu görmeye gitti. Stephen Sondheim’ın Ormana New York Kent Merkezinde. “Heather Hedley her şeye haiz ve peri masalı karakterlerinin deneyimleri vasıtasıyla bu dahiyane yaşam metaforunun üstün ekibini yönetiyor” diyor.
Fakat sonuçta, şehirde yürümek daima Drescher için iyi bir şey getirir. “Başka bir şey yapmazsanız yürüyün! Ve New York’ta sosisli sandviç, bir dilim pizza, simit yada çörek yerken yürümek kesinlikle kabul edilebilir.”
Aşağıda, Fran Drescher’in önerilmiş olduğu favori restoran, müze ve NYC noktalarından altı tanesi yer verilmiştir:
1. Avant Bahçesi
“Peter ve ben (bizim için) yeni bir vegan restoranı denedik [in the East Village] Avant Bahçesi denir. Hayır, biz vegan değiliz fakat biz aşk bozulmamış bir halde yetiştirilmiş ve şanlı bir halde hazırlanmış sebzeler! Vegan kuzenim Erica ‘git!’ dedi. Ikimiz de o şekilde yaptık ve harikaydı! Her şey oldukça lezzetliydi. Makarna, risotto, salata, crostini, suşi, organik şarap ve evet, tatlılar bile muhteşemdi.”
2. Central Park ve restoranları
“Benim için New York’un kalbi Central Park ve orada olabildiğince fazla süre geçiriyorum. Beton bir ormanda bir vaha. Yapılması ihtiyaç duyulan üç restoranını deneyimlemek. The Terrace at Tavern on daima hoşuma gider. Yeşiller canlı müzik yaptıklarında. Anlık bir dinlence şeklinde geliyor ve yemekler güzel. Hediyelik eşya dükkanlarını ziyaret etmeyi de kaçırmayın. Loeb Kayıkhanesinde gölde öğle yemeğinin yanında kesinlikle yapılması ihtiyaç duyulan bir şey. açık hava bar alanında bir masa fakat ana menüden sipariş verin ve bir Prosecco yudumlarken kayıkları ve tüm kaplumbağaları izleyin! Ve doğal ki Sheep Meadow’un şimal tarafındaki Le Pain Quotidien, Tavern’den yalnız bir taş atımı uzaklıktadır.Hepsi bu kadar. organik, tamamen açık havada ve köpek dostu.Tembel bir sabah yada öğleden sonrasında, Central Park South’ın üstündeki inanılmaz New York silüetini seyretmek için bir kapuçino, meyve ve fındıklı ekmek flüt, kayısı reçeli ve birkaç yumuşak haşlanmış yumurta ile beraber fındık sipariş edin. yemyeşil davet yeşilinin ufkunda süzülürken.”
3. Değirmen Odası
Benim için başka bir tertipli, Columbus Bulvarı’ndaki Yukarı Batı Yakası’ndaki Değirmen Odası. Devasa yükseklikte tavanlara ve rustik dekora haiz geniş bir yiyecek salonunda çiftlikten sofraya bozulmamış yemekler. Hakkaten iyi ve sıhhatli yiyecek için mükemmel, basit bir yer.
4. Don Angie
Ve New York, West Village’daki Don Angie’de akşam yemeği yemeden iyi mi olurdu? Aman Tanrım, krizantem salatalı limon dilimli biftek, düşünmekten ağzımı sulandırıyor!
5. Robert
Mükemmel bir görünüm restoranı için, Columbus Circle’daki Art & Design Bldg’de Robert var. Daima şehirde olduğumda giderim! Menüye yalnız benim için organik bir tavuk bile eklediler! Lobi düzeyindeki hediyelik eşya dükkanı en iyisidir. [The Museum of Arts & Design] Daima özeldir ve restoran uygar sanattan esin alan dekor, canlı müzik, benzeri olmayan manzaralar ile görkemli, pahalı ve leziz değil!
6. TEFAF Art Show ve bu büyük sanat müzeleri
Son fakat minimum değil, birazcık sanat görmeliyim! TEFAF [was] kasabada. Brooklyn Müzesi’nde “Monet to Morisot” var, sadece bazı grupların bir kadının vücudunu yasalaştırmanın uygun bulunduğunu düşündüğü gerçeği ışığında, MOMA’ya gidip hanımefendiler ve hanımlarla ilgili fotoğraf sergisini göreceğim. [“Our Selves: Photographs by Women Artists from Helen Kornblum”]!
Yoruma kapalı.