Yastıkların geçmişine bir bakış


Geçen gün evimde dolaşırken (doğum izninde olduğum ve tamamen yeni minik aile üyemin emrinde olduğum için fazlaca gevşek bir halde uzanmak kelimesini kullanıyorum), aklımı başıboş dolaşırken buldum. Yeni anne beynim tüm gücüyle çalışırken, başıboş bir zihin benim için normların haricinde değil. Sadece bu sefer kendimi evindeki birçok atma yastığıma sabitlenmiş halde buldum.

Bu muhtemelen, misafirlerimin geldiklerinde iyi mi oturacak bir yerlerinin bile olmadığı hakkında bir yorum fark ettiğim evimi öne çıkaran yakın tarihindeki bir toplumsal medya gönderisinin bir parçası ve tek düşünebildiğim fazlaca şükür bu oldu. şahıs yatak odası yastık koleksiyonumu görmedi (bir sonraki düşüncem, erkeğimin bu hesabı yastıklarımız hakkında yorum yapmak için mi oluşturduğunu merak ediyorum – şüpheli bir halde onun şeklinde geliyordu)! Bana tüm aksesuarlarınızı gün için takıp bir tanesini muhteşem oranda çıkarmakla ilgili duyduğunuz tavsiyeyi hatırlatıyor, sadece hepsini takıp iki tane daha eklediğim yastıklar hariç. Kabarık koleksiyonumu kısa sürede azaltmayacak olsam da, bu beni kıymetli yastığın nereden geldiğine ve niçin onlara ihtiyacım bulunduğunu bildiğime dair bir bulgu yoluna götürdü.

Yastıkların evlerde ne süre bir ölçü haline geldiğini tam olarak belirlemek neredeyse imkansızdır, sadece muhtemelen tahmin edebileceğiniz şeklinde, konfor için gece yardımı olarak yaratıldılar. Bir çok dekorda olduğu şeklinde, yastıkların da, bugün bildiğimiz ve sevdiğimiz tüylü hazineler şeklinde olmasa da, Afrika ve Asya’dan geldiği düşünülmektedir. Aslen, daha fazlaca minik oymalı taburelere benziyorlardı ve başı değil boynu destekleyerek devrin saç stillerini korumaları gerekiyordu. Hatta bazı yastıklar porselenden yapılmıştı ve extra konfor için yazın soğuk su, kışın sıcak su ile doldurulabiliyordu.

Sadece bugün bildiğimiz yastıklar, Roma döneminde yumuşak pamuklu ve kuş tüyü dolgunun moda haline gelmesiyle şekillenmeye başladı. Detaylı saç modellerini korumaktan (merhaba yatak başı!) daha fazlaca konforla ilgili hale geldi. Tıpkı birçok dekor öğesinin kökeni şeklinde, azınlığa ve fanteziye ayrılan dekorasyon yastıkları. 1800’lerin sonlarına kadar, tekstillerin seri üretildiği yastıkların günlük ev eşyaları haline gelmesi değildi.

Lüks ve gereksinim arasındaki çizgide yürüyen yastık, bizi destek sunar ve mekanlarımıza gösteriş sağlar. Yastıkları mekanlarıma doku ve derinlik katmak, bununla beraber akrabalarım ve misafirlerim için rahat bir atmosfer yaratmak için kullanıyorum. Bir kırlent, mevsimsel bir tuhaflık katabilir yada bir renk düzenini sabitleyebilir, sadece en önemlisi, bir söyleşi başlatabilirler.


Bugün bildiğimiz yastıklar, Roma döneminde yumuşak pamuklu ve kuş tüyü dolgunun moda haline gelmesiyle şekillenmeye başladı. (Sağlanan fotoğraf/TNS)


Yoruma kapalı.