Kraliçenin Birkenhead KFC’ye geldiği gün


Bu kısa öykü, Yeni Zelandalı evlatların hikayeleri, şiirleri ve resimlerinin mükemmel yeni bir özeti olan The Jillion 2’den alınmıştır.

Annabel June Barlow’un sözleri, Ruby Santos-Jackson’ın resimleri.

Auckland’da kasvetli ve yağmurlu bir Çarşamba günüydü ve Birkenhead KFC’nin mürettebatı, sakin bir günün arkasından dinlenmeye çekiliyordu. Tam hepimiz eşyalarını toplarken, Lucy isminde bir işçi, yüzünde aç bir sırıtma ve gözlerinde bir pırıltı ile çift kapıdan içeri girdi.

Tüm çalışanlar şaşkınlıkla ona baktı. Müdür öfkeyle öne çıkarak boncuk gözlerle Lucy’yi taradı. Elinde eski moda bir yazıyla yazılmış ve kendisine hitaben yazılmış bir zarf tuttuğunu görebiliyordu!

Lucy bir şey diyemeden müdür, titreyen ellerinden zarfı çıkardı. Okumak için her insana sırtını döndü. Tek duyabildiğiniz, fritözün bir arkadaşıyla söyleşi ediyormuş benzer biçimde cızırdamasıydı.

Sonunda müdür yavaşça döndü ve mektubu yüksek sesle okudu:

Sayın Mağaza Müdürü,

Ben İngiltere Kraliçesiyim ve KFC’nizi Birkenhead, North Shore, Auckland, Yeni Zelanda’da görmeyi talep ediyorum. Cuma günü öğlen geleceğim.

Saygılarımla,

Ekselansları, İngiltere ve İngiliz Milletler Topluluğu Kraliçesi, II. Elizabeth

(Fotoğraf: Ruby Santos-Jackson)

Tüm işçiler ya nefes nefese kalmış ya da meslektaşlarına heyecanlı, gerilmiş tonlarda fısıldaşmışlardır. “Pekala, ne bekliyorsun? Hadi çatlayalım!” diye bağırdı Lucy.

İşçilerin en küçüğü olan Izy, “Yeni üniformalara, kırmızı halıya ve süslemelere ihtiyacımız var ve… ve…” diye bağırdı. İngiltere Kraliçesi’nin gelişi için yapmak.

Lucy nazikçe araya girdi. “O haklı! Bu, dünyaya KFC’mizin en iyisi bulunduğunu gösterme şansımız.”

Görevliler bir an için ona baktı. Hepimiz tezahürat ve alkışlara boğuldu ve orayı güzelleştirmek için çalışmaya başladılar.

Cuma vardığında, Birkenhead KFC çalışanları hala korkmuş bir zebra sürüsü benzer biçimde çılgınca yarışıyordu. Izy ve Lucy her şeyin kontrolünü ele geçirmişlerdi ve şimdi yeni üniformalar, kırmızı halı ve süslü süslemeler vardı. Fritözlerdeki yağ bile değişmişti!

Çocuğun Union Jacks'le süslenmiş bir KFC çizimi, hepsi Union Jack üniformaları içinde sıraya dizilmiş ve mağazaya girmek için kurşunlarını çeken iki corgis.
(Fotoğraf: Ruby Santos-Jackson)

Sonunda öğlen geldi. Hepimiz rahatsız bir halde çift kapıda durmuş, renkli camdan sinirli bakışlar atıyordu. Öğleyi beş geçe, personel İngiltere Kraliçesi’nin gelişini haber veren şaşmaz trompet tantanasını duydu. Parlak kırmızı halıya zarif bir halde adım attı. Kraliçe başını dik tutarak öne doğru savrulurken tüm personel sert bir halde eğildi.

“Aman!” lüks aksanıyla mırıldandı.

İşçiler acı dolu bakışlarla birbirlerine baktılar fakat Lucy pruvasından fırladı ve Kraliçe’yi maiyetinden uzaklaştırıp pırıl pırıl temiz mutfağa yönlendirdi. QE süratli bir bakış attı ve arkasından zarif bir halde döndü.

“Pekala,” dedi düz bir sesle, “KFC’nin düzgüsel versiyonunu görmeyi umuyordum, sırf Kraliçe geliyor diye havalı versiyonunu değil!”

Hepimiz ya solgun yüzlerini ellerine gömdü ya da Kraliçe’ye utangaç bir halde baktı.

“Eh, hepinize iyi günler. Gelecek yıl döneceğim, bu yüzden takviminize not edin!” Kraliçe ben oldukca zenginim ve sen İngiliz değilsin aksanıyla havladı.

Sonrasında o ve maiyeti renkli cam kapılardan dışarı çıkıp gözden kayboldular. Tüm ekip rahat bir nefes aldı.

Ertesi gün, ABD Birleşik Devletleri Başkanı’nın mührü ile süslenmiş yeni bir mektup geldi…

İki kitap kapağı, biri mavi bir arka plan üzerinde yanan turuncu bir ejderha, diğeri yeşil bir zemin üzerinde patlayan bir uzay gemisi.
Jillion kitapları, mükemmel Toitoi dergisine meydana getirilen en iyi katkılardan bazılarını sergiliyor (Resimler: Sağlandı)

Kitap editörü Catherine Woulfe’den bir not:

Bir tek kürekimi çekmek ve yukarıdaki hikayenin yer almış olduğu The Jillion 2’nin son aşama mükemmel bir kitap bulunduğunu söylemek istedim. Evlatlarımızın seslerinin, hikayelerinin ve sanatının parlak, yeşil, arkası sağlam bir hazinesi ve güzel bir halde bir araya getirilmiş ve siz gezinirken her dahi çocuğun işini üstüne eğildiğini, masanın her tarafında pastel boyalar bulunduğunu, dilini dürttüğünü neredeyse hayal edebilirsiniz. konsantrasyonda çıktı.

Sanat yelpazesi oldukca büyük. Karmaşık siyah beyaz kalem eskizleri, rüya benzer biçimde sulu boyalar, renkli bir vitray pencere benzer biçimde görünen bir yılanbalığının keçeli kalem çizimi var (altı yaşındaki bir çocuk tarafınca yapılmış oldu). Sevgili yaşam için bir kafa derisine yapışan sirkelerden oluşan muhteşem bir çizgi roman var. Bir balığın renkli kalemle çizimi o denli gerçekçi ki, Yeni Zelanda posterinin balığından fırlayabilirdi. Buradaki çizimlerin yığınları yol yetişkinler tarafınca resimlenen resimli kitaplardan daha iyi, bu mevzuda tamamen ciddiyim.

Ve yazı! Burada uygun parlaklık parıltıları var, evlatların yanlışlıkla sempatik yada derin olmasının ötesine geçen ve mukaddes moly’ye dönüşen anlamış olur, işte bir geliyor. yazar … oldukca var, fakat bir tanesini seçmek için, dokuz yaşındaki Hannah Chamberlin’in Tāmaki Paenga Hira Auckland Cenk Anıtı Müzesi’ndeki doldurulmuş fil için yazdığı 14 kıtalık şiiri ele alalım.

popülerdin

fakat hırsızlar kuyruğunu çaldı.

Sonrasında bigün,

platformundan alındın

Bacaklarını ve gövdesini kestiler

Müzenin kapısından içeri sığasın diye…

Bravo, Hannah, bravo Annabel June Barlow ve yukarıda 10 yaşlarındayken gösterilen hikayeyi yazan ve resimleyen Ruby Santos-Jackson’a, bravo tüm Jillion’cılara, bravo kıç tekmeleyen ufaklıklara. serseri demek isterim. alt diyorum. Bravo.

Yeni Zelandalı genç yazarlar ve sanatçılar tarafınca kaleme alınan Jillion 2 (Toitoi Media Ltd, 45 $), Unity Books Auckland ve Wellington’dan temin edilebilir.

Yoruma kapalı.