DEM Partisi üyesi Pervin Buldan, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın medyada yer alan yargılama karşıtı yorumlardan rahatsız olduğunu söyledi. Konuya gelince; İYİ Partili Selçuk Türkoğlu, “Bu ülkenin medyası teröristlerin talimatıyla şekillenmiyor” derken, Zafer Partisi sözcüsü Karamahmutoğlu ise “Terör örgütünün başı despotizmi gerektirir” yorumunu yaptı.
TBMM Başkan Yardımcısı ve İmralı DEM parti heyeti üyesi Pervin Buldan, katıldığı bir televizyon programında yeni çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Buldan, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın, medyada çıkan davaya yönelik yorumlardan ciddi şekilde rahatsız olduğunu söyledi. Buldan, “Bugün hem medya hem de yargı AKP'nin elinde… Bu tür sorunları ortadan kaldırmak bir kez daha hükümetin görevidir.”
'HÜKÜMETE 'SÖYLE' DEDİ'
Buldan'ın gazetemize yaptığı açıklamaları değerlendiren Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Kıvanç El, şunları söyledi: “Yargılamaya karşı çıkanlar da olabilir, savunanlar da olabilir. Buldan diyor ki: 'Karşıtları varsa hükümetin bu davayı iyi anlatması lazım.' Ama Buldan 'Muhalefete müdahale edin' diyorsa ya da iktidara buradan bu mesaj geliyorsa bu medya müdahalesi demektir. Gazeteciler barışın dilini kullanmalı ama bu dışarıdan müdahaleyle yapılabilecek bir şey değil. Ama Buldan'ın hükümete şunu söylediğini düşünüyorum: “Bu davanın medyaya anlatılması lazım. “Siz bana söyleyin” mesajını şeffaf bir şekilde verdiğini düşünüyorum” dedi.
“MEDYA HATTI TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİNİN DUYGULARINA GÖRE TESPİT EDİLMEZ”
İYİ Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Buldan'ın açıklamalarını şu şekilde değerlendirdi: “Çocuk katilinin ne düşündüğü, hissettiği, hangi yorumlardan rahatsız olduğu bu milletin umrunda değil. Çünkü bu millet Apo'yu 50 binden fazla canın katili terörist olarak biliyor ve öyle anacak.” Hiç kimsenin medyayı prangalayıp gerçekleri unutturamayacağını vurgulayan Türkoğlu, şöyle konuştu: “Basın özgürlüğünü hedef alanlar, 'rahatsızlık' adı altında yorumcuların sesini susturmak isteyenler demokrasi değil, baskı ve sansür istiyorlar. Medyanın çizgisi terör örgütü liderinin duygularına göre belirlenemez. Türkiye Cumhuriyeti teröristten talimat alan bir devlet değildir. Apo'nun 'Bebek katili' olarak adlandırılmak sadece millet vicdanını değil, tarihi sebepleri de endişelendiren bir durumdur.” “Bu aynı zamanda onun anısına da bir saldırıdır” dedi.
“TERÖR PROPAGANDA ALANINI GENİŞLETME ÇAĞRISIDIR”
DEM partisini şu sözlerle eleştirdi: “Bir terör örgütü, liderinin hoşlanmadığı yayınların susturulmasını talep ediyorsa özgürlükten değil, baskıdan yanadır.” Bu çağrı özgürlük değildir; terörün propaganda alanının genişletilmesi çağrısıdır. Bu ülkenin medyası teröristlerin talimatlarıyla şekillenmiyor. Bu ülkenin vicdanı, katillerin rahatsızlığının kendisine yön vermesine izin vermiyor. Bu millet 50.000 candan sorumlu tutulamayacak bir “çocuk”tur. Katilini unutmadı ve unutulmasına asla izin vermeyecek” dedi.
'DESPOTİZM TALEP'
Zafer Partisi sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu da “Terör örgütünün başı despotizm talep ediyor” açıklamasıyla gelişmelere ağırlık verdi. Buldan'ın sözlerine ilişkin yorum yapan Karamahmutoğlu, “Bu, Türkiye'nin terör örgütü yönetiyormuş gibi yönetilmesi yönünde bir talep ve çağrıdır.” “Demokrasi iddiası taşıyan ve bunu meşrulaştıran DEM partisinin bu çağrıya aracılık etmesi, Kürt etnisitesine dayalı siyasetin etnik kazanımlar elde etmek için yabancı olmadığı tiranlığa rahatlıkla 'evet' diyebileceğini göstermektedir.” Karamahmutoğlu son olarak şunları değerlendirdi: “DEM partisinin bu zihniyetle ittifaka katılmasıyla Cumhur İttifakı Türk demokrasisi açısından oldukça tehlikeli hale geldi.”