Sadiq Khan, insanları Londra’ya geri döndürmek için muhteşem bir fırsata haiz


Londra’nın şimdiye kadarki en büyük ulaşım projesini sergilemesi için bundan daha iyi bir vakit olamazdı. Kilitlenme evde emek harcama alışkanlıkları, Londra’da öteki tüm büyük başkentlerden daha çok ısrar ediyor ve geçen hafta gösterilen yaya sayısı verileri iş yerlerine katılım için Paris, Berlin, New York ve Tokyo’nun peşinde kaldı.

Bu eğilim kendi kendine değişmeyecek – bir nesildeki en fena yaşam maliyeti krizi, insanları ulaşım için öksürmek için mükemmel bir vakit olduğuna pek ikna etmeyecek.

Sadece gezi süresini kısaltan ve yolcuları daha büyük, daha süratli trenlere yönlendiren bir rota, birçok evde çalışanın kararlarını tekrardan düşünmesine niçin olabilir.

Johnson, işçilerin artık “peynir ve humuslarını” evde bırakıp dünyaya geri adım atmaya cezbedecekleri tahmininde haklı olabilir. İnsanları mutfaklarından emek vermeyi bırakmaya ikna etmeye çalışmak, planlamacıların başlangıçta düşündüğü şeklinde olmasa da – proje, taşra sayılarının artmaya devam edeceği varsayımı altında inşa edildi – emek harcama alışkanlıklarındaki değişimler Crossrail’i daha azca mühim kılmıyor.

Birçokları için zor bir zamanda, böylesine iddialı bir projenin açılışı ümit verici bir bildiri veriyor. Ne olursa olsun, Londra devamlı daha büyük ve daha iyi olmak için çaba gösterecektir.

Sadece bu bir tek sıcak, tozlu tren vagonlarını daha ıslak ve daha parlak bir şeyle değiştirmekle ilgili değil.

Ulaşımda finansman eksikliği, insanları şehirlere gezi etmek istemekten alıkoyabilir, zira oraya gitmek için kendilerini güvende hissetmiyorlar.

Kısa sürede meydana getirilen bir anket, New York ofis çalışanlarının hala içeri girmekten kaçınmasının ana sebebinin metrodan korkmaları bulunduğunu ortaya koydu.

Geçen ay gaz maskesi takan bir adam, yoğun saatlerde kalabalık bir trene duman bombası attı ve ateş açtı. Times Meydanı istasyonunda raylara itildi.

Ölümü, New York Times’ın New York’un “Korku Şehri” lakabıyla anıldığı 1970’lerde ve 1980’lerin başlangıcında şiddetli bir dönem olan “eski fena günlere” geri döndüğü mevzusunda uyarıda olmasına niçin oldu.

Şehrin belediye başkanı Eric Adams, şimdi JP Morgan ve Goldman Sachs şeklinde ABD’nın en büyük şirketlerinin milyarder patronlarını hususi otomobillerini bırakıp trene binerek örnek olmaya ikna etmeye çalışıyor.

Metroların durumu göz önüne alındığında, bu üst düzey yöneticilerden herhangi birinin dinlemesi pek ihtimaller içinde değil. Aldıklarının minik bir kısmını ödeyen basit işçiler, daha da azca ilgilenecekler.

Londra bu yoldan gitmesine izin vermemeli. Muntazam ve güvenli ulaşım bağlantıları insanları bir arada meblağ, ekonomiyi canlandırır ve şehirleri ayağa kaldırır.

Eleştirmenler, ne kadar azca insanoğlunun işe gidip geldiği göz önüne alındığında Crossrail’in artık lüzumlu olmadığını söyleyecek. Sadece bu proje bütçesini aşmış ve uzun gecikmeli olsa da (2018’de açılması gerekiyordu ve düşünce yarım asırdır gündemdeydi), zamanlaması daha iyi olamazdı.

Şimdi insanları geri çekecek ve Londra’nın çürümeyeceğini gösterecek etkisi altına alan bir mühendislik başarısının kapılarını açmak için muhteşem bir an. Crossrail evden çalışan işçileri şehre sokmazsa, hiçbir şey olmaz.

Yoruma kapalı.